Cumhuriyetin ilanından hemen önce ülkede durum nasıldı?
Atatürk yüz yıl önce İsmet Paşa’ya şöyle demişti: Bize geri kalmış, borçlu, hasta bir vatan miras kaldı. Fakir bir köylü devletiyiz… Atatürk’ün hayal kırıklığını anlamak için Cumhuriyetin ilanından hemen önceki Türkiye’yi birkaç unsurla özetlemeye çalıştık:
O dönemde nüfusun yüzde 80’i kırsal kesimde yaşıyordu. 11 milyon insanın yaşadığı 40 bin köyün 37 bininde ne okul, ne postane, ne de dükkan var. Köy nüfusunun yalnızca %2’si okuryazardır.
Türkiye’nin tamamında sadece 337 doktor var, 150’ye yakın ilçede ise doktor yok. Doktor başına 30.000 kişi düşüyor. Sağlık çalışanı sayısı 434, eczacı sayısı ise 60’tır.
1922 istatistiklerine göre yaklaşık 1.950 köyde sığır vebası vardı. Ayrıca nüfusun yarısını yok eden sıtma, tüberküloz ve tifo gibi salgın hastalıklar da hızla artıyor. Bebek ölüm oranı yüzde 60’ın üzerinde, diplomalı ebe sayısı ise 136.
Çoğunluğu gıda, tekstil ve deri olmak üzere toplam sanayi kuruluşumuz 282 adettir. Bu işletmelerdeki sermaye ve emeğin sadece %15’i Türklere aittir.
Ülkede toplam 4 bin 770 ilkokul öğrencisi bulunuyor ve bu sayının dörtte biri zorunlu eğitime ihtiyaç duyuyor. Ortaokul ve lise sayısı ise 153’tür. Ortaokullarda 543, liselerde ise 230 kız öğrenci eğitim görmektedir. Öğretmenlerin üçte biri eğitimsiz.
İçeriğimize göz atmak için lütfen okuyun: