İzmir ve Ankara Barolarında LGBT dayatması: Avukatlardan TBMM’ye çağrı!
Ankara Barosu, “Güncel Gelişmeler Işığında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Mücadelesi ve LGBTİ+LAR” başlıklı etkinlik düzenlerken, baroya kayıtlı avukat Merve Ayvalı olaya tepki gösterdi. Ayvalı, “Ankara Barosu LGBT ideolojisinin propagandacısı olmuştur. Ankara Barosuna kayıtlı bir avukat olarak sessiz kalmıyorum.”söz konusu.
Anjelik Kelavgil’in konuşmacı olduğu etkinliğin afişinde “Cumhuriyet’in 100. Yıldönümü” logosu dahildir. Baron’un LGBT temalı etkinlik organizasyonu ve etkinlik afişi “Cumhuriyet’in 100. Yıldönümü”Logonun yer alması tepkilere neden oldu.
Ankara Barosuna kayıtlı Avukat Merve Ayvalı’nın sosyal medya hesabından, “Ankara Barosu LGBT ideolojisinin propagandacısı olmuştur. Ankara Barosuna kayıtlı bir avukat olarak sessiz kalmam, bu olay iptal edilmelidir” paylaşımında bulundu. Mustafa Kemal Atatürk, “Efendiler, sosyal hayatın kaynağı aile hayatıdır. Aile, açıklamaya gerek yok, kadın ve erkekten oluşur.”Ayvalı, sözlerini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Cumhuriyet Devrimi’nin simgesi, Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıldönümü logolu, toplumsal cinsiyet eşitliğini yok eden sinsi bir projeden masumdurlar. Doğal cinsiyete ve doğal aileye savaş açmak Cumhuriyet’te yoktur! Batı kültüründe.”
BAR ÖNÜNDE OLAYA TEPKİ
Avukat Erdem Cömert, Ankara Barosu tarafından düzenlenen LGBTİ etkinliğine tepki gösterdi. “Ankara Barosu bu tür faaliyetlerden uzak durmalıdır. Meslektaşlarının sorunlarıyla, ülkemizin sorunlarıyla, milletimizin sorunlarıyla ilgilenmelidir. LGBTİ dayatmalarının bu kadar iyi niyetli olduğunu düşünmüyoruz. Kadın cinayetleri, hayvanlara şiddet ve çocukların öldürülmesi gibi sorunlar olduğunda öne çıkıyor.”söz konusu.
LGBT UYGULAMASI ÇOCUK İSTİSMARI
Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Ayvalı, LGBT dayatmasının çocuk istismarı olduğunu vurguladı.
DİYARBAKIR İLAÇ ODASI’NDAN SONRA ŞİMDİ ANKARA BAROSU!
Ödül törenlerinde, üniversitelerdeki “Onur Pikniklerinde” ve logosunu LGBT renklerine boyayan Diyarbakır Tabip Odası’nda LGBT’yi selamlayanların ardından Ankara Barosu da LGBT’yi savunan bir etkinlik gerçekleştirdi.
Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi, “Güncel Gelişmeler Işığında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve LGBTİ+’lar” başlıklı söyleşi gerçekleştirdi.
Söyleşinin konuğu kendini transfeminist aktivist olarak tanımlayan Anjelik Kelavgil oldu. Ankara Barosu, Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD), Türkiye Gençlik Birliği (TGB) ve Birleştirici İş Dünyası Kurulu’na (BIRKONFED) kayıtlı avukatlar LGBT propagandasına tepki gösterdi. Baro huzurunda yapılan açıklamada, “Ankara Barosu LGBT propagandasına alet olamaz”pankart açıldı.
Bu sırada LGBT destekçilerinden oluşan gruplar Ankara Barosu önünde toplanarak baroyu tahrik etmeye çalıştı. Öte yandan etkinliğe yaklaşık 10 dinleyicinin katıldığı görüldü.
“LGBT UYGULAMASINI MEŞRU OLUYORLAR”
Açıklamada konuşan Ankara Barosu Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Av. Fazilet Cömert, Cumhuriyetin 100. yıl etkinlikleri kapsamında LGBT propagandası yapılmasını eleştirdi. Ankara Barosu’nun Cumhuriyeti temsil eden bir kurum olduğunu hatırlatan Cömert, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhuriyeti temsil eden ve cumhuriyeti koruyan hukukçuların barosu Ankara Barosu’dur. Ve şu anda Ankara Barosu’nda ailemizi ve toplumumuzu bölmeye çalışan emperyalist saldırı, etnik siyaset ve kimlik siyasetinin faaliyetine izin verilmektedir. Bizler bu ülkenin hukukçuları, cumhuriyet hukukçuları, vatanına, ailelerine, toprağına ve vatanına sahip çıkan hukukçular buradan Ankara Barosu’nu uyarıyoruz.
“Türkiye Cumhuriyeti ailesi ve toplumu ile emperyalist saldırı altındadır. Bizi birbirimizden ayıracak kimlik siyasetini, etnik siyaseti, cinsiyet ayrımcılığını ve bunların hepsine karşı millet olma bilincini ön plana çıkarmamız gerekirken, hukukçular ve barolar olması gerekirken bu tür faaliyetlere izin verildiğini üzülerek belirtiyoruz. bu saldırıların başında Ankara Barosu Cumhuriyet Komitesi Başkan Yardımcısı olarak konuşuyorum. Cumhuriyetin 100. yılında LGBTİ dayatmasını meşrulaştıran faaliyet yakışmadı.”
“GELECEKLE SAVAŞIYORUZ”
BİRKONFED Genel Başkanı Osman Ünsal da şunları söyledi:
“İzmir Barosu’nun ardından Diyarbakır Tabip Odası’nın da bugün Ankara Barosu’nun da bu çirkin sapkın örgüte destek vermesini utanç verici görüyoruz. 100 yıllık cumhuriyet tarihinde milli değerlerimiz, ahlakımız ve kültürümüzle tüm dünyaya örnek olmuş bir topluluğuz. Çocuklarımızı, gençlerimizi, geleceğimizi bu sapkınlığa asla ama asla kurban etmeyeceğiz. Bugün Ankara Barosu olarak nerede olursa olsun bu sapkınlığın karşısında durmaya devam edeceğiz. Çocuklarımızı, gençlerimizi bu ahlaksız projeye kurban etmeyeceğiz. Verdiğimiz bu emek, Türkiye’nin gelecekteki emeğidir. Buradan Adalet Bakanlığımızı, İçişleri Bakanlığımızı ve devlet yetkililerimizi göreve davet ediyorum. Bu oluşumlara destek veren dernekler kapatılmalıdır.”
‘HUKUK İSTİYORUZ’
CKD Genel İdare Meclisi Üyesi Meltem Ayvalı, Ankara Barosu önünde toplanan LGBT yandaş gruplarını kışkırtma girişimlerinin beyhude çabalar olduğunu vurgulayarak, “Gerçek şu ki, ne kadar yüksek sesle yaparlarsa yapsınlar, bastıramıyorlar. LGBT dayatması çocuk istismarıdır. Ve çocuk istismarına özgürlük vermiyoruz.”söz konusu.
“Cumhuriyet’in 100. Yılı” logolu etkinliğin düzenlenmesini eleştiren Meltem Ayvalı, şunları söyledi: Yazıklar olsun Ankara Barosuna. Cumhuriyetin 100. yılını bu emperyalist ideolojiyi yaymak için kullandınız. Öncelikle cinsiyet eşitliğinden dolayı kadın erkek eşitliğini unutturmaya çalıştılar. Ankara Barosu da bu propagandanın aleti oldu. Oysa toplumsal cinsiyet eşitliği Cumhuriyet Devrimi’nin simgesidir. Burada Cumhuriyet’e meydan okuyamazsınız.”dedi.
‘BİLİM DIŞI UYGULAMA’
Olayın içeriğine değinen Ayvalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İçerde özgürlükler ve haklar adına bir olay olduğunu zannediyorsunuz. Ne yapıldığını biliyor musun? Bize iki yaşında bir çocuğun cinsiyetinden memnun olamayacağını aşılamaya çalışıyorlar. Doğal cinsiyet diye bir şeyin olmadığını, insanın kendi tanımladığı cinsiyetten olduğunu kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bu bilim dışı dayatmayı bize kabul ettirmeye çalışıyorlar. Ve bunu ilericilik ve modernlik olarak sunanlara sesleniyoruz. Bundan daha büyük bir tepki bilmiyoruz. ”
“YANLIŞTAN DÖNÜŞ ONURU YAŞAYALIM”
Meltem Ayvalı, Baro önünde toplanan LGBT gruplarını da yanlıştan dönmeye davet etti:
“LGBT hareketinin doğduğu topraklarda, Batı’da bile, akışkan cinsiyet, queer cinsiyet, cinsiyetsizlik gibi uydurma cinsiyetlere ve saçmalıklara karşı isyanlar başladı. Bugün Amerika’nın bazı eyaletlerinde toplumsal cinsiyet eğitimi kaldırılmıştır. Rusya ve Macaristan gibi ülkelerde LGBT propagandasını yasaklayan yasalar çıkarıldı. Almanya gibi bazı ülkelerde bilim adamları gürültü yapıyorlar. Binlerce bilim insanı bu LGBT propagandasının bilim dışı olduğuna dair açıklamalar yaptı. Bugün bütün ülkeler bu tehlikeden kurtulmaktan bahsediyor. Cumhuriyet devriminin ışığında Türkiye milli değerlerimize, ahlakımıza ve kültürümüze sahip çıkarak gençlerimizi ve çocuklarımızı bu bataklıktan kurtaracaktır. Ve bu hataya düşen kardeşlerimize sesleniyoruz. Bakın dünyadaki gelişmeler bunlar. Özgürlük için seni aldatmalarına izin verme. LGBT kuşatmasını kırdığınız anda kurtuluş başlayacak. Bir LGBT modası var, hadi ona uymamı istemeyin. Bu hatadan dön. Hep birlikte onurlu, bağımsız, dik, üreterek ve çağdaş yaşayalım. ”
TBMM’YE LGBT ÇAĞRISI
CKD GYK Üyesi Meltem Ayvalı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seslenerek LGBT propaganda ve örgütlenmesinin yasaklanmasını talep etti.
“Bir avuç dolusu para barı kirletiyor”
Açıklamada konuşmacılardan biri de TGB Ankara İl Başkanı Taha Küçükuygun oldu:
“Batı’da eğitim müfredatları değiştiriliyor, ABD Büyükelçiliği LGBT bayrağını dalgalandırıyor, Netflix, Disney Plus gibi büyük film şirketleri LGBT propagandası içeren yüzlerce içerik üretiyor, bazı belediyeler bünyesinde kurulan LGBT Meclisleri diyerek çocukları taciz etmeye çalışıyor. ‘LGBT Çocuklar Var’. Hedef belli: Ulusumuzu, özellikle de gençleri ve çocukları cinsiyet nötrleştirme projesiyle dönüştürmek. Yeni cinsiyet kimlikleriyle aileyi parçalamak, ulusal hazineleri ve toplumu parçalamak.
‘HDP/PKK İŞGALİNİN BİR BOYUT’U’
“Bu taarruzun yeni sözcüsü Ankara Barosu oldu. Ülkemizin en saygın kurumlarından biri olan barolarımızın bu emperyalizm projesine, bu saldırıya alet edilmesini kabul etmiyoruz! Bu emperyalist devletlerin yem ve fonlarıyla büyütülen projenin meslek kuruluşlarımızda ve barolarımızda sözcüleri var mı? Evet var. Meslek örgütlerimize sızan HDP/PKK işgalinin bir boyutu da budur. Sözde Kürdistan’ın sözcüleri LGBT propagandasının sözcüleridir. Kelimenin tam anlamıyla Onur Yürüyüşü olarak adlandırılan bu yürüyüşlerde ‘Özgür Kürdistan’ pankartlarının ve sloganlarının olmasının nedeni belli: Vatanı bölmeyi amaçlayan emperyalizm, aileyi ve milleti ayakta tutan bedelleri LGBT ile bölmeyi hedefliyor. ABD ve AB, LGBT derneklerine maddi destek sağlayarak ülkemizdeki gençleri yozlaştırmak, kadın erkek eşitliğini bozmak, çocuklarımızın geleceğini karartmak istiyor. Ankara Barosu kendine gelmelidir. Bir avuç finanse edilen LGBT’nin avukatlar meslek birliğini bu şekilde karalaması kabul edilemez. Bu vatana, millete, aileye düşman yuvaları kurmadan barolarımızı ve meslek örgütlerimizi temizleyeceğiz.”
AVUKAT AMAÇ ALIYOR, İSTİSMARA TEPKİ VERİYOR
Ankara Barosu’nun LGBT hareketine ilk tepki Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Av. Merve Ayvalı’dan geldi. Ayvalı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, “Efendiler, sosyal hayatın aslı aile hayatıdır. Aile, açıklamaya gerek yok, kadın ve erkeklerden oluşuyor.”sözü hatırlamak “Ankara Barosu, LGBT ideolojisinin propagandacısı oldu! Ankara Barosuna kayıtlı bir avukat olarak sessiz kalmıyorum, bu olay iptal edilmelidir!”söz konusu.
Paylaşımın üzerine takviye yağmuru yağdı ve kısa sürede onbinlerce kişiye ulaştı. avlanmak Aykut Babacan “Baroları LGBT derneklerine çevirdiniz”sözleriyle dile yansımasını sağlamıştır.
İSTİFA BASKISI
avlanmak Merve Ayvalı’yı hedef alan LGBT destekçileri, Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcılığı görevinden istifasını istedi. Takviye ihbarlarına teşekkür eden Ayvalı, sosyal medyadan gelen istifa davetlerine şu şekilde yanıt verdi:
Ankara Barosu’na kayıtlı bir avukat olarak, LGBT savunuculuğu faaliyetine karşı görüşümü dile getirdim ve tepki gösterdim. LGBT Dayatmasına karşı en ufak bir muhalefetin bile tahammül edilemeyecek olması dayatmanın boyutlarını gözler önüne seriyor.
Avrupa Onur Yürüyüşlerinde çocuk cinselliğinin sergilendiğini görmüyor muyuz? Çocukların tam olarak anlayamadığı bir cinsel eylemin parçası olmak istismar değildir, değil mi? Çocuk Hakları Merkezi’nin bir yöneticisi çocuk istismarına karşı sesini yükseltemez mi?
Cinsiyet kavramının doğal cinsiyeti reddedecek bir noktaya geldiğini bilmiyor muyuz? Bilmiyorsak neden öğrenmek için çaba göstermiyoruz?
Çizgi filmlere ve çocuk kitaplarına cinsiyet-akışkan kimliklerin sokulması bizi neden rahatsız etmiyor? Gerçekten de, bir çocuk değişken bir cinsiyetle doğabilir mi?
Bir çocuğun trans bebeklerle yaşayacağı kafa karışıklığını neden düşünmüyoruz?
Dijital platformlarda yanıp sönen “cinsiyetsiz insan” ifadesine neden göz yumuyoruz?
18 yaş altı cinsiyet değiştirme operasyonlarında %1500’e varan artış var. Buradaki payımızı dikkate almaya yüreğiniz var mı?
Anayasamız ve yasalarımız ayrım gözetmeksizin herkesi korur. Toplumsal cinsiyet ideolojisinin gerçekte ne olduğuyla yüzleşmekten neden kaçınıyoruz?
Queer teorisyenlerin ensesti “kuşak sınırlarını aşanların erotizmi” olarak tanımladıklarını da duymadık mı? Sıradanlığın ve sonun olmadığı bir düzende sonumuz ne olacak diye düşünmüyor muyuz?
Dünyada ve ülkemizde tonlarca sorun varken LGBT örgütlerine akıtılan milyonlarca doların amacını neden sorgulamıyoruz?
‘MÜCADELE ETMEYE DEVAM’
Sevgili arkadaşlar, merak etmeyin. Çocuk haklarını ve kadın haklarını savunduğum için pişman olmamam ve istifa etmeyeceğim adettendir. Fikri ve hukuki çabayı sürdüreceğim.
LGBT hareketi kadın hareketini kendine siper ediyor, ortak olmaya kıyamıyorum.
Cinsiyet ideolojisi ve LGBT aktivizminin daha fazla genç arkadaşımızı karanlığa sürüklemesine izin vermek istemiyorum.
Bu yıkımın sonuçlarıyla millet olarak yaşamak zorunda kalmayalım, çocuklara ve gençlere sahip çıkalım. Özgürlük ve insan hakları aldatmacasına kapılmak ya da gerçekleri konuşmaya başlamak sizin seçiminiz.